Web Teknolojileri’nin Kişilik Aşılaması

Web teknolojileri giderek sanal sosyallik gibi ironi yüklü kavramların aslında yaşamımıza nasıl nüfus ettiği ve bizleri yavaş yavaş nasıl bir entegrasyon sürecine soktuğunu görüyoruz. Bu entegrasyon sürecinde web 3.0’dan web 4.0’a geçerken belirgin özellikler taşıyan ve bu iki web bağlantısı arasındaki farkı ortaya koyan temel fark duygu ve hislerimizin kontrolünü sağladıktan sonra çift yönlü enformasyona tek taraflı bir şekilde yönlendirmeyi ve yönetmeyi ele alan, bunu da melankolik bir anlatım tarzıyla topluma yansıtmayı hedefler.

Web 2.0 tabanlı teknolojide sanal oluşumlar hız kazanmış ve hiyerarşik örgütlenmeler dahil birçok toplumsal konumlanmada ağ toplumuna dönüşüm gözle görülür derecede katman katman yayıldı. Tamamı yeni medya ortamlarında gelişen hayat ortaklıkları, bizlere yeni yaşam biçimleri sunmakta ve kişilerarası iletişimden, eğitim süreçlerinin belirlenmesine kadar birçok sahada pratikler sunmaktadır.

Temel ihtiyaçlarımız dışında internetin web 4.0 tabanın gündelik yaşamın her alanına dahil olmasıyla birlikte sanal gerçekliğin, duygusal bakışın ve düşünüşün bir hissiyat edişine dokunmaksızın; belki de koklamadan sadece teknolojik esintiyle duygularımız esir alacağı ve kendi benliğimizi hafifletme çabaları gibi sonuçlar doğuracağı kanaatini taşır. Bizlere (topluma anı yaşatmaktansa o anının hazzını bize vermeyi seçenekmiş gibi sunup yaratmaya çalışan bir tabana geçişin aşamalarını ince dokunuşlarla ve pembe yönleriyle) vermeye çalışıyor.

Web 4.0’ı kullanan ana karakterlerin bu teknolojiye geçmekte zorlanmadığı ancak geleneksel tabanlı teknoloji ile (web 1.0 – web 2.0 – web 3.0 ) beslenip büyüdüğü için, geleneksel kalıplarla düşünüp hareket ettiğinden bu geçiş aşaması uyum süreciyle alakalı olmayıp; yeniyi eski değerlerle düşünmenin yanlışlığını, yeninin söylenmesi, yenide artı değer olarak algılandırmaya çalışılmış temel değer olarak konumlandırıldı.

İlgili Gönderiler